karambol .:

Yengeç'e yürümeyi öğretmeyin. (Fatih Terim)




İHTİLAL - Şampiyon Bursaspor

2 comments

Türk futbolunda devrim oldu. Büyüklerin hegomonyası sona erdi. Bursaspor'u ve son maçtaki direnci, onurlu duruşu ile Trabzonspor'u tebrik ediyoruz.


Ahh Almanya.2006. Ah Blatter. Ah İsviçre

0 comments



2006germany dünya kupası, benim bugüne kadar izlediğim fifa-uefa turnuvaları içerisinde futbol kalitesi en kötü olanı. Bunun temel sebebi artık her ülkenin aynı futbolu oynaması. Taktik anlayışlar ve uygulayıştaki disiplin brezilya'da dahil hemen her takımın aynı. Oyuncu kalitelerindeki fark ve saolsunlar hakemler bir üst tura çıkabilecek takımları belirliyorlar. Her takım savunma futbolu oynuyor. Her takım tek forvet. Esasen bu taktik zayıf takımlar için bulunmaz bir taktik. Çünkü yediğiniz gol sayısını en aza indiriyorsunuz ve dünyaya rezil olmaktan kurtuluyorsunuz. Ancak büyük takımlarda aynı anlayışla sahaya çıkıyor olması futbol için büyük kayıp.

Herşeye rağmen Ronaldo'nun, Gert Müller'in dünya kupasında en çok gol atan futbolcu rekorunu önce egale edip sonrada kırması kupayı unutulmaz dünya kupaları arasına soktu. 2002de ki kupayı unutulmaz kılanda Hakan Şükür'ün erken gol rekoruydu. Türk futbolunun gelmiş geçmiş en büyük golcüsünüde böylece anmış olalım.

Not: Turnuva öncesinden beri avrupa kıtasında bir güney amerika takımının kupayı kaldıramayacağını ve kupaya müdahil avrupa takımları içerisinde favorimizin italya olduğunu söylüyoruz.


Şampiyon Galatasaray

0 comments


Şampiyon Galatasaray'ı tebrik ediyoruz. Bu konuda söylenebilecek pek bi söz yok sanırım. Fenerbahçe son 15 dakika kurtulması kesinleşen Denizlispor'a bırakın gol atmayı, baskı bile kuramadı. Herşeye rağmen Galatasaray fazla azimliydi. Futbolcuları, herşeye rağmen şampiyon olabildikleri için tekrar tekrar tebrik ediyoruz. Biraz da ligin Fenerbahçe dışında kalan 16 takımı sanki Galatasaray'ın şampiyon olmasını istiyordu. Acaba sebebi neydi bu isteklerinin?? Acaba neydi???


Sorun Kişisel Ama Olan Fener'e Olacak

0 comments


Bir komşunuzla tartışırsanız en yalın haliyle bu bir tartışmadır ve diğer komşularınızdan bi kaçı sizi haklı bulacaktır, bikaçı ise tartıştığınız komşunuzu. Bu çok olağan ve gündelik hayatımızda çokça rastlaştığımız bir durumdur. Diyelim ki aynı süre içerisinde bir iki komşunuzla daha tartıştınız. Sizi haklı bulan komşular, sayısı azalmakla beraber yine olacaktır. Üstüne çok geçmeden ev sahibinizle ve sizi haklı bulan komşularınızdan bi kaçı ile de tartıştınız. Ne olur biliyomusunuz? Ben söyleyeyim. O mahallede daha fazla barınamazsınız.


Fenerbahçe'nin durumu bu örnekle özdeşleştirilebilir. Aziz Yıldırım içinde bulunduğu futbol endüstrisi içerisinde herkesin nefretini kazanıyor. Yakın zamanda başkanlığı bırakmalı. Bu nefret Fenerbahçe üzerine daha fazla yoğunlaşmadan.


Transfer Harekatı

2 comments


Ocak ayı transfer harekatı gayet hızlı başladı. Takımlar kadrolarını ilk yarının başarılı isimleri ile güçlendirmeye çalışıyorlar. Futbolcularının transfer taksitlerini bile ödeyemeyen Galatasaray'ın transfer yapması işin komik tarafıydı. Alınan futbolcu bedava olunca transfer de yapılınabiliyor tabii. Geleceğin büyük starı olarak bakıldığı 2004 yılının üzerinden henüz iki sezon geçmeden büyük hayal kırıklığı olan eski Beşiktaş'lı futbolcu Okan Koç, Galatasaray'lı oldu. Okan'ın yarattığı hayalkırıklığı esasen kendisinden kaynaklanmıyor olabilir. Çünkü Lucescu döneminde epey maçta hem ilk11 hemde iyi oynamışlığı vardır. Hatta yakındönem Beşiktaş tarihinin Barcelona maçından sonra en görkemli galibiyeti Chelsea maçının yıldızlarından biridir kendisi. Del Bosque, Rıza ve Tigana faydalanamadı hiç ondan. Umarız Galatasaray formasıyla 2 sezon önceki geleceğin büyük starı değilde şimdinin büyük yıldızı olabilir. Üzüntüsünün büyük olduğunu kendi ağzından çıkan "Ümit milli takımdan arkadaşlarım, şimdi çok çok iyi yerdeler." sözlerinden anlıyoruz.

Bizce asıl büyük transferi ise Trabzonspor yaptı. Fatih'in Türkiye'nin en iyi sağbeki olduğunu defalarca söyledik, söyleyeceğiz. Ayrıca artık Trabzonspor'da kendilerini sürekli Galatasaray'a gitmekle tehdit eden Emrah vakasından da kurtulmuş oldu. Bundan sonra Emrah istediği yere gidebilir. Bakalım Galatasaray'a mı gidecek yoksa anadolu'dan bir sıra takımına mı. Fatih Akyel'de hem Galatasaray'a hemde Fenerbahçe'ye nasıl futbolcu olduğunu hatırlatma şansını yakaladı. Kanımca süper bir antrenör olan Vahid Halilhodzic elindeki yıldızların(Fatih Tekke, Yattara, Szymkoviak) üzerine Fatih Akyel ve Gökdeniz'de eklenince bakalım neler başaracak. Onu da göreceğiz.

Beşiktaş taraftarları Antalya'da Youla ve Adem Dursun'u yuhalayıp; takım lehine tezahürat yapmışlar. Beşiktaş taraftarı Youla ve Adem Dursun'u istememekte haklı, ancak takım içerisinde onlardan bile daha fazla yuhalanmayı hakeden futbolcu sayısı hayli fazla. Tayfun'un ve Emre Aşık'ın olmadığı takımda Tayfun'un ya da Emre'nin 1/10 u etmeyecek futbolcular var. Beşiktaş'ın futbolcu kalitesi eğer Tümer'de takımdan ayrılırsa Galatasaray'ın bile altında kalacaktır. Tarfatarın bu gerçeği görebilmesi ve birazda ona göre tezahürat yapması gerekiyor galiba.


TFF

0 comments

Uzun zamandır yazı giremiyorum. İsviçre'ye elenmemizin ve maçtan sonraki davranışların üzerimizdeki etkisi bir hayli uzun sürdü. Elendikten sonra FIFA başkanı Sepp Blatter'in açıklamaları ve alacağımız ceza üzerine odaklanan kamuoyu bir gerçeği kaçırdı ve halende o gerçeği göremedik. Dünya kupasına katılamayacağımız gerçeğini bu yaz maçları izlerken farkedeceğiz herhalde. Tümer Metin ve Fatih Terim'le imkansızı gerçekleştirip play-off a kalan ulusal takım kolay takım diye baktığımız İsviçre ye elendi. Bizim yerimize Danimarka kalsaydı play-off a sanırım bu isviçre'den iki maçta gol bile yemezdi. Herşeye rağmen dünya kupasına katılmayı ikinci maçtaki oyunumuzla haketmiştik. İlk yediğimiz golde Alpay hırsının, ikinci yediğimiz golde ise Tolga Seyhan 4.golümüzün bir türlü gelmemesinin getirdiği aceleciliğin kurbanı oldular. İsviçre, bizim ancak dörtte birimiz edebilecek oyun kalitesine sahip. Ancak futbol bu, bazen güçsüzler güçlüleri eleyebiliyorlar.

Başka bir gözardı edilen gerçek ise futbolumuzun kimlerin elinde olduğudur. Bunun için fikir sahibi olabilmemiz için bazı sözlere bakalım.

Artık maçların sahada kazanılmadığını öğrendim. (Aziz Yıldırım; Bu sezon başında Fenerbahçe üyelerine konuşması sırasında)

17 maç üstüste kazanıp şampiyon olucaz.(Aziz Yıldırım: 2sezon önce, sezon ortasında Beşiktaş'ın 11 puan önde olmasına rağmen, yine Fenerbahçe üyelerine yaptığı konuşma esnasında. Fenerbahçe 17 maç üstüste kazanamadı ama Beşiktaş'a Samsun maçıyla başlayan kirli oyunlar oynandı. Bunu biz değil Federasyon başkan yard. Hasan Doğan söyledi. Üstelik bugünlerde adı Federasyon Başkanlığı için geçiyor.)

Anti-Fener örgütü harekete geçti. (O operasyonun benzerinin bugünlerde Fenerbahçe için yapılacağını iddia eden Ahmet Çakar.)

Sürüden ayrılanı kurt kapar. (M.Ali Şahin: Kulüpler birliğine katılmayan ve bu birliği tanımadığını açıklayan Fenerbahçe'ye ithafen.)

Fenerbahçe aynı PKK gibi Cumhuriyet içerisinde Cumhuriyet kurmaya kalkıyor. (Gençlerbirliği başkanı ve eski Kulüpler birliği başkanı İlhan Cavcav, Fenerbahçe Cumhuriyeti sloganını eleştirirken.)

Birde herkesin konuştuğu iddialar var. Örneğin; mafyanın Haluk Ulusoy'un kazandığı federasyon seçimleri sırasında etkin rol aldığı şeklinde.


Biz kötü söz sahibini bağlar diyoruz ve Türk futbolunda ki çöküşün sebebinin aranmaması gerektiğini uzun zamandır söylüyoruz. Uzun zamandır Türkiye'de oynanan futboldan keyif almıyoruz, çünkü Aziz Yıldırım'ın dediği gibi maçlar sahada kazanılmıyormuş. Eğer maçların sahada kazanılanını görmek istiyorsanız amatör küme maçlarına gidin. Profesyonel liglerimizin hiçbirinde göremezsiniz çünkü.




Levent Bıçakçı TekeTek te seçim filan gündemimizde yok dedikten 1 gün sonra Futbol Federasyonu seçim olacağını açıkladı ve bunun adınıda güven oylaması koydular. Ancak başkan adayı olabilmek için bilmemkaç delegenin imzalı dilekçesi olmalı ve sizi aday göstermeleri gerekiyormuş. Bugüne kadar olan gelişmelerden anladığımız kadarıyla Levent Bıçakçı aday dahi olamayacak. Yani Futbol Federasyonu yeni başkanını bekliyor.

Başkanlık için adı geçen iki isim var ama yine şapkadan biri çıkabilir belli olmaz. Bu iki isim şu anda Federasyonda başkan yardımcısı olan Hasan Doğan ve UEFA asbaşkanı Şenes Erzik. Aslına bakarsanız kim gelirse gelsin, futbolumuzu şu kaos, mafya, şike ortamından çıkarsın yeter. Düşünün bir 1959 yılından beri oynanan profesyonel ligimizde 4 takımdan başka şampiyon çıkmamış. Hiç kimse acaba bu nasıl oluyor demiyormu acaba. Dünyada Türkiye Liginin saygınlığının nerelerde olduğu başka bi yazının konusu olur. Çünkü büyük bahis şirketlerinin Türkiye Ligine bakışlarınıda yazmak istiyorum.


Aday kadro ve ilk11

20 comments

Ulusal takımımızın İsviçre maçları aday kadrosu bir hayli kalabalık. Teknik heyet haklı olarak olası sakatlıkları ve ilk maçta olabilecek sarı ve ya kırmızı kart lardan sonra ikinci maçı nasıl oynayacağını düşünmüş ve bu sebeple 29 kişi çağırmıştır kadroya. İşte aday kadro: FENERBAHÇE; Rüştü Reçber, Volkan Demirel, Servet Çetin, Ümit Özat, Selçuk Şahin, Tuncay Şanlı, Serkan Balcı. GALATASARAY: Hasan Şaş, Ergün Penbe, Hakan Şükür, Necati Ateş. BEŞİKTAŞ: İbrahim Toraman, Tümer Metin, Okan Buruk, İbrahim Akın. TRABZONSPOR: Fatih Tekke, Hüseyin Çimşir. Orkun Usak (Ankaragücü) Gökhan Ünal (Kayserispor) Emre Belözoğlu (Newcastle United) Alpay Özalan (Köln) Tolga Seyhan (Shakthar Donetsk) Nihat Kahveci (Real Sociedad) Serhat Akın (Anderlecht) Fatih Akyel (PAOK) Yıldıray Baştürk (Hertha Berlin) Halil Altıntop (Kaiserslautern) Hamit Altıntop (Schalke 04) Nuri Şahin (B.Dortmund)

Bu kadroda 12 kişi kart sınırında. Bunun yanı sıra Kayserisporlu Gökhan ilk defa milli olucak eğer iki maçtan birinde oynayabilirse. Emre, Yıldıray ve Hamit ilk karşılaşmada oynayamayacaklar. Özellikle Yıldıray ikinci maça da yetişemeyebilir. Direk oynayan 3 oyuncumuzun olmayışı handikap elbette ancak 3ünün de orta sahadan olması daha büyük handikap.

Bu ortamda İsviçre de yapılacak ilk maçta şu 11in çıkacağını düşünüyorum.
Volkan'ın sakarlıkları gerçekten korkunç durumlara gelmeye başladı. Çok çok iyi kaleci olduğu hatta Rüştü'den de iyi olduğu tartışmasız gerçek. Ancak son maçlarda bir lakaitlik ve kendini olduğundan da büyük zannetme duygusu var sanırım. Çünkü kalesine gelen ve golle sonuçlansın sonuçlanmasın her tehlikeli ataktan sonra pozisyonun o şekilde gelişmesine sebebiyet veren takım arkadaşına küfürler yağdırıyor ve her seferinde kameralara yakalanmasına rağmen bu hareketine devam ediyor. Bizce tecrübesi ile bu karşılaşmada kalede Rüştü oynamalı.
Savunma hattında 4lü oynayacağımızı düşünüyorum ve Alpay'ın yeri garanti. Yanında Shaktar'da artık oynayan ve durumu iyi olan Tolga oynayacaktır sanıyorum. Hakan Ünsal'dan sonra solbek çıkaramadığımız için o bölgede yine Ümit Özat oynar. Ancak asıl sürpriz Fatih Akyel olacaktır diye düşünüyorum. Sağbekte de o oynar.
Önliberolu orta sahamızda tek ön libero olarak Selçuk, sol kanatta Hasan Şaş, sağ kanat yokluğunda ise mecburen Okan Buruk oynayacaktır. Kanımızca Türkiye'nin yetiştirdiği en iyi sağ açık olmasına rağmen son dönemde hem Beşiktaş'ta hem de ulusal takımda göbekte oynatılmaya başlandı nedense. Selçuk'un önünde ise Fatih Terim'in prensi Tümer Metin'in oynayacağı kesin.
Forvet hattı ise en ilginç yerimiz. Nihat, Halil, Hakan,Serhat ve Gökhan dan ikisi oynayacak. Kanımca Gökhan'ın şansı yok. Halil çok formda ve Almanya-Arnavutluk maçlarıyla gösterdi ki acemi ve ya heyecanlı değil. Bizce ilk 11 başlamalı. Yanına da tecrübeli kral Hakan Şükür oynayacaktır. Olası kötü bir durumda ikinci yarı biri çıkar Nihat girer. Yani;
Kaleci: Rüştü Reçber
Defans: Alpay Özalan-Tolga Seyhan-Fatih Akyel-Ümit Özat
Orta Saha: Okan Buruk-Selçuk Şahin-Tümer Metin-Hasan Şaş
Forvet: Halil Altıntop-Hakan Şükür


İsviçre Sınavı .:

0 comments


Hep söylerler, Türk futbol tarihinin en önemli maçlarından biri diye. Belki o kadar önemli değil, belki daha önemli maçları da oldu Türkiye'nin. (2000 Avrupa Şampiyonası Çeyrek Final-Portekize karşı, 2002 Dünya Kupası 2.tur-Japonya, Çeyrek Final-Senegal, Yarı Final-Brezilya) Ancak bu playoff larda çok değerli bizim için. 2006 Germany Fatih Terim için bile çok önemli bir fırsat. Kim ne derse desin, Fatih Terim'in bile kendini yeniden ispatlamaya ihtiyacı var.

Isviçre'nin nüfusu 7.317.873 kişidir. Bunun 1.463.574'ü yani Isviçre'de yaşayan her 5 kişiden biri yabancıdır. İsviçre'de halkın % 73,5 'u almanca,%20,1'i fransızca, %4,5 italyanca konuşur. Biraz karışık bir toplum gibi görünsede 1292 den beri varlığını sürdürmektedir.

Görüldüğü gibi İsviçre 7 milyon nüfusu ile İstanbul'dan bile az kişinin yaşadığı dağlık bir ülkedir. Ancak Letonya örneğinde yaşadığımız gibi futbol nüfusa bakmaz. Ayrıca İsviçre, Letonya'ya oranla çok daha iyi bir takımdır. Eleme grubu maçlarında sürekli berabere kalınan bir gruptaydılar ve onlarda sürekli berabere kaldılar.

Açıklanan kadroya baktığımızda bir sürprizle karşılaştık. Türk futbolunun son yıllarda yetiştirdiği tek gerçek sağbek, PAOK lu Fatih Akyel kadrodaydı.

Kamuoyu için sürprizdi ama başka mevkilerden devşirme oyuncularla o bölge bir türlü istenen verime ulaşamıyordu. Umarım Fatih iki maçtada banko oynar ve Alpay'la toparlanan savunmamız artık yerine oturur. Görüceksiniz ki bu olay yani Fatih Akyel'in oynaması son zamanlarda müthiş form tutan Hamit'in de milli takımda daha etkili oynamasına sebep olacaktır.


Hamit ve Fatih Akyel dışında kazanılacak bir oyuncu daha var. Fatih Sonkaya. Porto'da yararlı işler yapan Fatih umarız yakında Fatih Terim'in de dikkatini çeker.

Sözün özü; ulusal takımımız bu sınavdan yüzünün akıyla çıkacaktır. 2006 Dünya Kupası'na şampiyon olmaya gidecektir.


Türk Futbolunda Bahis Krizi .:

385 comments


Türk futbolunda zaten pek sağlanmayan güven ortamı, malum Gökdeniz olayından sonra tamamen kaybedildi. Bahis, Türk futboluna spor-toto ve iddaa ile girmiş değil. Esasen iddaa adlı oyunun çok öncesinde internet ortamı sayesinde çok sayıda şirket tarafından binlerce Türk'e bahis oynatılıyordu. Aslında onlarında öncesinde williamhill yada betandwin gibi şirketler Türkiye 1.Ligi maçlarına bahis oynatıyorlardı. Dolayısıyla maçlarda bahis şikesinin gerçekleşmeside iddaa öncesinden beri vardır.

Türk halkının tamamının bahisle tanışması iddaa ile başlamıştır, bu tartışmasız doğrudur tabii ve Gökdeniz'in yaptığı iş akıllıca değildir. Arkasında biton delil bırakarak bahis şikesi yaptırmaya çalışmıştır kendisi. Oysa internetten bu işleri yürütebilirdi. Bahis sitelerinde yüksek meblağlara izin vermiyorlar doğrudur, ancak farklı hesaplar açarak oynanabiliyor. Telefon konuşmaları kayıtları filan. Çok amatörce ve düşüncesizce yapılmış bir planın sonudur Gökdeniz olayı. Oysa bir matematikçi olarak bahisten para kazanmanın bugünkü oranlarla ve sistemle çok garanti bir yolunun olduğunu söyleyebilirim. Sadece hepimizin bildiği basit olasılık hesapları sayesinde paranızı yaklaşık iki katına katlayabilirsiniz. Ancak uzun vade ve büyük sabır gerektireceği için sabırsız insanoğlunun aklına hiç bu yollar gelmiyor. Yöntemi anlatmayacağım, çünkü dürüst olmayan yollardan para kazanmak etik değildir. Fakat biçok bahis sitesinde benzer yöntemler anlatılıyor.

İddaa Spor-Toto teşkilatına %100 gerekli olan bir şeydi. Çünkü bu para zaten internet kanalıyla belirli bikaç kişinin cebine gitmeye başlamıştı. En azından şimdi spor-toto ya gidiyor. Ancak belirli düzenlemelere halen ihtiyaç var. Örneğin internette tüm türkcell süper lig ve 2A ligi maçlarına tek maç bahis yapılabiliyor. iddia ise halen 4 maçtan aşağı maçları kabul etmiyor şike olmaması için.

Ancak bu yazıyı okuyan iradesiz insanlar için söylüyorum. Sizler bahis oynamayın. Herşeyinizi kaybedersiniz.


anElka zafer getirdi. Zafer'se onur. Hangisini istersiniz? .:

0 comments


Bu ülkede acayip şeyler olur ve bu acayiplikler normal karşılanır, yadırganmaz. Yada yadırgansa bile sonuçta hiç kimseye hiç bişey olmaz. Güçlü kişiler/kurumlar kazara kendilerini yenmekte olan kimi güçsüzleri hak gaspı yoluyla yenmeyi nasıl olsa başarırlar çünkü. Alışmışızdır buna. Ama onurlu insan olmak başka bir erdemdir. Onursuzluğun ve karaktersizliğin prim yaptığı, kar getirdiği, para kazandırdığı yerküremizde halen birilerinin ne derece karakterli ve ne derece insan olduğunu Umur Talu yazmış Sabah gazetesinde. Anelka'dan elle gol nasıl atılır ve sonradanda neler olduğunu hatırlamıyorum nasıl denilir onu, Vestel Manisa'lı Zafer Demiray'dan ise insan nasıl olunur onu öğrenelim. Bir oyuncu gole gitmekte ve üstelik kendi takımı yenik durumda iken rakip takımdan bir başka oyuncunun sakat olarak yerde yatmakta olduğunu görüyor ve durup bu oyuncunun bir an önce tedavi olabilmesi için topu taca atıyor. Biz ise halen Anelka'lara tapıyoruz. Kimin umrunda ki Zafer Demiray'lar.


Turkcell SuperLig İlk 5 hafta - Değerlendirme

1 comments


Ankara kaplanları namıyla anılan B.B.AnkaraSpor diyorlardı sezon başında, bu sene büyük patlama yapacak. Ancak onlar bırakın onlardan beklenen patlamayı yapıp 4 büyükler arasına sızmayı, geçen sene hak ederek kazandıklarını başaltı takımı ünvanını da yitirecekler gibi gözüküyor. Oysa 3 büyüklerden ikisini peşinden koşturan Ersen Martin gibi büyük! Bir transferle başladılar bu sezona. O da bekleneni veremedi. Wederson’un sakatlığında Samet Aybaba sol kanada çözüm üretemedi. 5 maç sonunda istedikleri yerde değiller. Gerçi Galatasaray ve KayseriSpor’lar dışında kim istediği yerde ki.

Hazır Kayseri demişken Ertuğrul Sağlam’dan biraz bahsedelim. Geçen sezonun sondan bir önceki maçı, Trabzonspor-Samsunspor. Ertuğrul Sağlam Samsun’un başında. Haksızca kaybettiklerine inandığı maç sonrası hafiften duygulanarak “Bu ülkede ne zaman hakkımızla maç kazanacağız.” demişti. Maçı izlemeyen biri TV karşısında Ertuğrul Sağlam’ın konuşmasından sonra Samsun’un hakkının %100 yendiğini düşünürdü. Son hafta ise Samsunspor evinde oynuyor. Rakip, bundan önceki 17 deplasmanından tek bir galibiyet dahi çıkaramamış Diyarbakır. DiyarbakırSpor kazanamazsa düşecek. Diyarbakır maçı 1-0 kazanıyor. O maçtan Ertuğrul Sağlam’dan sağlam bir açıklama beklerdim ama olmadı. Belki o’nun insiyatifinde olmayan şeyler de olmuş olabilir. Bu sezon Kayseri’de. Bu hafta deplasmanda Diyarbakır’ı yendiler. İlk iki maçta iki mağlubiyet ve sonraki üç maçta ise üç galibiyet elde etmeleri onlar açısından iyiye gittiklerini gösteren bir olgu; dolayısıyla mutluluk verici ama bizim gibi dışarıdan bakınca ilginç bir istatistik gibi duruyor. İnişli çıkışlı grafikleri devam ederse sezon sonu işleri zor olabilir ama şimdilik iyi gidiyorlar. Diğer Kayseri takımı Erciyes ise abisine nazaran daha oturaklı bir takım görüntüsü veriyor. Gerçi hangisi Erciyes hangisi Kayseri biraz karıştı ama isim değişikliklerinden dolayı. Yinede iki sezon üst üste TurkcellSuper lig’e çıkma başarısı gösteren Hacılar Erciyes’i daha sempatik buluyoruz.

Her sezon bizi başaltı olmalarına alıştırmış ve Avrupa kupalarında tur atlamış Ankaragücü, Gençlerbirliği, Malatyaspor ve Denizlispor ligin dibine demir atarak otoriteleri şoke ettiler. Özellikle Gençlerbirliği’nin ligde sadece bir golü var ve onu da bu hafta atabildi. İşleri bu sene gerçekten zor gibi gözüküyor. Isaac Promise gibi Nijerya Under21 milli takımının kaptanı ve yıldızını transfer ettiler ancak futbol bir takım oyunu. Ankaragücü, Denizli deplasmanında bariz bir şekilde hakem kurbanı olmuş. Çünkü İlhan Mansız’ın nizami olan golü orta hakem! Tarafından ofsayt gerekçesi ile iptal edilmiş. Ankaragücü’nüde Gençler’e oranla daha derli toplu bulduk. Gerçek yerleri orası değil. Yeni yapılanmaları ilk olumlu meyvelerini vermeye başlamış. Tek sorun İlhan’ın oyundan çıkarken yaptığı çirkin hareketler. Teknik Direktörleri oldukça olgun ve komplekssiz bir insan. Maç sonrasında bile İlhan’ı bağrına bastı. “Hırstandır..” dedi. İlhan ise kendine göre haklı gerekçeler öne sürdü davranışının sebebi sorulduğunda. Oysa o an hırsımın kurbanı oldum, özür dilerim deseydi konu kapanacaktı. İlhan’ın maç sonrası sakin haliyle söyledikleri maç içerisindeki hareketini onaylar nitelikteydi. Yani teknik direktörünü eleştirdi ve yaptığının yanlış olduğunu telaffuz etmedi. İlhan Mansız 2002 yılına kadar hep çıkış halinde ve 2002WorldCup yıldızı. Ancak 2002’den bu yana nerelerden nerelere geldiğini unutmamalı ve bulunduğu yeri kaybetmemek için mücadele etmelidir. Yoksa Ankaragücü daha çook İlhan Mansız’lar bulur ve biletini keser.

4 büyükler namlı her daim hakem destekli takımlarımızdan Trabzonspor bu haftada 2 metreden ele gelen topa çalınan penaltıyla maça zaten 1-0 önde başladı. Lazarov’un eksikliği hissedildi Antep’te. Bu sezon patlama beklediğimiz oyunculardan Erdal ise aldığı topları çok zaman geriye doğru kullanıyor. Sanırız teknik direktör isteği. Trabzonspor da ise maçtan çok Gökdeniz’in bahis olayı ön plandaydı. Üstüne TurkcellSuper lig’in en değerli oyuncularından Szymek’in sakatlığı sadece Trabzonspor’u değil tüm futbolseverleri üzdü. Sonuçta iki namağlup takımdan biri ünvanını yitirdi. Trabzonspor üzerinde ölü toprağı varmış gibi top oynuyor. Geçen senenin dinamik takımı yerine hantal bir görüntü veriyorlar bu yıl. Umarız şampiyonluk yarışından kopmazlar ve son maça kadar giderler. Şampiyon olurlarsa da en çok biz seviniriz üç büyükler hegomonyası bittiği için.

Yine iki namağlup takım İstanbul Ali Sami Yen Stadında karşılaştı. İstanbul’da oynamaya alışık Sivasspor’un oturmuş kademe anlayışı gerçekten müthiş. Savunma ve orta saha oyuncularını kutlamak lazım. 0-0 a kilitlenmiş maç Hasan Şaş’ın asisti ve yedek golcü Ümit Karan’ın güzel golü ile çevirmeyi başardı. Maç boyu harika oynayan kaptan Hakkı amatör futbolcunun dahi yapmayacağı yanlışı yaptı. Ceza alanında hakem düdük çalmadan topu eline alan kaptan maçın 2-0 gibi net skorla bitmesine sebep oldu. Maçın hakkı bu değildi demek bişey ifade etmiyor. Galatasaray kazandı, liderlik sürüyor. Teknik Direktör Eric Gerets geçen sezon Bundesliga’da Wolfsburg’u ilk 9 hafta liderlikte tutmuş ama sonra orta sıra takımı olmuşlardı. Oradaki ortamla Türkiye’de ki ortam arasında elbette fark var ama Galatasaray’ın 10. haftadan sonra düşüşe geçmesi sürpriz sayılmamalı. Çünkü Wolfsburg gibi onlarında kadro sıkıntısı var.

Rize, Beşiktaş’ı yenerek haftanın sürprizini gerçekleştirdi. Gol çok erken geldi. Tek kale saldıran Beşiktaş’ın gol atamamasının sebebi kendi futbolcularının gol bölgelerinde aşırı telaşlı ve aceleci olmalarıydı. Sanki Beşiktaş’lı 11 futbolcuya Tuncay Şanlı gibi oynayın demişlerdi. Şaka bi yana oyun anlayışı olarak da Beşiktaş’ı beğenmedik. Tümer’i milli maçlar baskısıyla ilk 11 başlatan zihin sahibi Rıza Çalımbay kendi transfer ettiği oyuncuların kötü performanslarına artık katlanamayacak duruma gelmiştir diye düşünmekteyiz. Çünkü artık kendisi topun ağzında. (Youla, Adem Dursun, Ali Tandoğan) Kanımızca Fatih Akyel’den sonra gelmiş en iyi sağbek Fatih Sonkaya, Beşiktaş formasını her zaman layıkıyla taşımış karakterli oyuncu Emre Aşık, tartışmasız eniyi 3 Türk sağaçıktan biri Tayfun ve Lucescu döneminde çok iyi çıkış yakalamış Berkant kadro dışı kaldılar. Bunlardan Fatih Porto FC’ye ve Berkant Halil Altıntop’un takımı Kaiserslautern’e transfer oldular. Rıza Çalımbay’ın en büyük yanlışı bu herhalde. Elindeki iyi oyuncuların kıymetini bilemedi ve yerlerine 2. sınıf adamlar aldı. Rize karşılaşmasında Çağdaş ilk kez oynadı. Oda iyi bir oyuncu ancak Rıza Çalımbay’dan bu sezon ilk kez şans buldu. Kleberson ve Ailton harika oyuncular. Özellikle Kleberson’un ayağına top yakışıyor. Çok faydalı oyuncu. Ancak Beşiktaşın görüntüsü iyi değil. Malmö karşılaşması yeni bir dönemin başlangıcı olabilir.

Fenerbahçe bildiğiniz gibi. Önce mağlup duruma düştü yine. Sonra geriden gelip maçı kazandı. Fazla söylenecek şey yok. Anelka ve Alex çok büyük oyuncular. Milan maçı onlar için zor dönemeç. Büyük ihtimal mağlup olacak Fenerbahçe. Çünkü Sheva inanılmaz formda. Ukrayna’yı neredeyse tek başına Dünya Kupası’na taşıyan Shevchenko umarız kötü gününde olur, Fenerbahçe’nin biraz şansı olabilir o zaman.

Vestel Manisa deplasmanda iyi evinde yok. Beklide içerideki maçlarını İzmir’de oynamalarından kaynaklanıyor olabilir. Bir an önce Manisa’ya dönmeleri gerek. Samsunspor’da ise Yeniçeriler, Şaban Yıldırım için kazan kaldırdılar ve teknik direktör Şaban Yıldırım istifa etti. Biraz erken oldu aslında. Çünkü Şaban Yıldırım’ın öncelikli amacının güzel futbol oynamak olduğunu Sakaryaspor’dan biliyoruz.

Okan Yılmaz’lı Mustafa Özkan’lı Malatya çok kötü top oynuyor. Ziya Doğan’la inşallah düzelicekler. Çünkü en parlak günlerini onun zamanında yaşadılar. Denizli ise Malatya’dan daha kötü. Önceki yıllardaki kolej havası bu sene biraz azalmış sanki. Umarız onlarda toparlanırlar. Düşmelerini deplasmandaki Lyon maçını izlemiş hiçbir Türk evladı istemez.


Dürüstlük Geçer Akçe - değildir .:

0 comments


O'nu hepimiz tanıyoruz. Türk futbolunun mihenk taşlarından biri olan Okan Buruk, Diyarbakırspor maçından sonra yaşanan tartışmadan dolayı üç maç oynamama cezası aldı. TV görüntülerinden anlayabildiğimiz kadarıyla yaşanan olaylara baktığımızda ilk önce ismi lazım değil Diyarbakırspor antrenörü Okan'ın boğazına sarılmak suretiyle bitakım ağıza alınmayacak sözler sarfediyor. Profesyonel futbolcu olmak ayrı birşey, onurlu bir insan olmak ayrı. Elbette Okan'da her onurlu kişilik gibi bu küfürlere tepki gösterdi. Dürüstlüğü ve karakteriyle sadece Türkiye'de değil İtalya'da bile takdir toplamış olan bir kişi olarak Okan Buruk'un davranışını saldırı olarak niteleyen gazeteciler olayın öncesini hiç konuşmadılar halbuki. Çünkü Okan'ı yermek ses getirir, Diyarbakır yardımcı antrenörünün davranışını saldırı ve Okan'ınkini tepki olarak nitelersen gazeten satmaz, televizyonun izlenmez.
Herşeye rağmen Okan maçtan sonra çıkıp davranışının TV ekranlarına yansımasından dolayı özür diledi. Ancak bu özür onun haksızlığını göstermiyordu. Milli bir futbolcu olarak sonraki Danimarka ve Ukrayna maçlarında da muhteşem oynadı. Hemen akabinde 3 maç ceza şokuyla hem kendisi hem Beşiktaş kulübü sarsıldı. Diyarbakır antrenörüne ise iki maç ceza verilmişti.
Bildiğimiz gibi Okan sezon başında ücretinde büyük miktarlarda indirime gitmiş ve maçbaşı olarak anlaşmıştı. Şimdi 3 maç oynayamayacak ve maddi kaybıda yüksek olacak. Sebebiyse onurlu ve karakterli olmak.
Okan'ın yerinde olsam yarın bir basın toplantısı yapar ve bu haksızlığın giderilmemesi durumunda bütün futbolcuları örgütleyeceğimi ve maçlara çıkmayacağımızı söylerdim. Tabii Diyarbakır futbolcuları böyle bir organizasyon içerisinde olamazlar ancak geride kalan 17 takım böyle bir eyleme katılabilirler. Fakat sonunda kaybeden Okan olur. Çünkü ülkemizde bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın zihniyeti vardır ve federasyondan korkulacağından da bir-iki futbolcu dışında kimse katılmaz. Okanda bir süre hak mahrumiyeti alır ve futbolu bırakır.
Olacak olan şudur. Okan 3 maç oynamaz. Kimse sesini çıkarmaz. Olayda unutulur. Unutulmayacak bişey var ki Milli takımımız 2006 Almanya öncesi en kritik dönemece girdi ve Arnavutluk ile oynanacak maça kadar da Okan cezalı. Hakan Şükür zaten Arnavutluk maçında cezalı. Varın siz yapın hesabı.


Öncekiler

  • İHTİLAL - Şampiyon Bursaspor
  • Ahh Almanya.2006. Ah Blatter. Ah İsviçre
  • Şampiyon Galatasaray
  • Sorun Kişisel Ama Olan Fener'e Olacak
  • Transfer Harekatı
  • TFF
  • Aday kadro ve ilk11
  • İsviçre Sınavı .:
  • Türk Futbolunda Bahis Krizi .:
  • anElka zafer getirdi. Zafer'se onur. Hangisini ist...
    • Arşiv

    • 09.2005
    • 10.2005
    • 11.2005
    • 12.2005
    • 01.2006
    • 05.2006
    • 06.2006
    • 03.2010
      • Konu Başlıkları

      • Yaz(a)madığım Kitap
      • AB-Türkiye
      • Arda Güler
        • Komşular

        • A.Murat Eren
          • Dışarısı

          • Beşiktaş JK
          • Louvre Müzesi
              • statistics

              ATOM